Yatak yarası;
Çeşitli nedenlerle uzun süre yatmak zorunda kalan, belirli bir süre hareket kısıtlılığı yaşayan veya engelli bireylerin sıkça karşılaştıkları bir sorundur.
Hasta transferleri sırasında yaşanabilen sürtünmeden tutun da, idrar/gayta temizliğine dikkat edilmemesi neticesinde oluşabildiği gibi sürekli terleme, yavaşlayan kan akış hızı ve kas kaybı gibi nedenlerin bir yada bir kaçının birlikte yaşanması sonucu ortaya çıkabilmektedir.
Yatak yaralarının elbette en önemli sebebi sürekli ve yineleyen basınçtır.
Dünyada bu yaraları nitelemek için en çok kullanılan kelime decubit ulcer’dir. Decubit Latince yere yatmak manasına gelmektedir. Yatak yaraları aynı zamanda oturmaktan kaynaklı da oluştuğundan pressure sore yani basınç ülseri olarak da isimlendirilmesi yaygındır.
Türkiye’de de bu yaralar için yatak yarası ve bası yarası birlikte kullanılmakta ve aynı ülserleri ifade etmektedir.
Bilimsel çalışmalarda çeşitli ölçeklerle risk grupları belirlenmiş olsa da her hasta ya da engelli birey için birbirinden farklı nedenlerle oluşabilen yatak yaraları dört evrede değerlendirilmektedir.
Yazımızın konusu yatak yaralarına karşı alınması gereken önlemler olduğundan yatak yarası evrelerini ve bası yarası ölçeklerini bu linkten inceleyebilirsiniz.
Tüm bilimsel çalışmalar yatak yaraları ile en etkin mücadelenin yatak yarası oluşmadan engellemek olduğu konusunda ortak görüş sunmaktadır.
Bu genel ve haklı değerlendirmenin hayata geçirebilmesi için ise yatak yaraları hakkında hastaların ve hasta yakınlarının bilgi sahibi olmaları gerekmektedir.
Türkiye’de toplumun çok büyük bir kesimi yatak yaraları hakkında bilgi sahibi değildir. Ötesinde hasta ziyaretlerinde yatak yarasına maruz kalmış hastalar için kullanılan tabir ‘ Yatmaktan çürümüş. ‘ olarak dile getirilmektedir.
Pek çok insanın maruz kalmasına ve şahit olmasına rağmen adı dahi bilinmeyen ve zikredilmeyen bu yara çeşidi ile mücadele etmenin en önemli şartı farkındalıktır.
Elbette toplumun tamamının yatak yarası konusunda bilinçlenmesinden bahsetmiyoruz.
Fakat en azından bası yarası risk grubuna dahil olan hastalara veya hasta yakınlarına konu hakkında bilgi verilmesinin ve uyarılmasının gerekli olduğuna değiniyoruz.
Türkiye’de hastanelerde özellikle yoğun bakım ünitelerinde bu yaraları engelleyebilmek için büyük çaba sarf edilmesine, oluşmuş yaraların iyileşmesi için özel üniteler kurulmasına rağmen maalesef hasta veya hasta yakınları yeterli bilgiye ulaşamamaktadır.
Hastanede ya da evde yatak yaralarına maruz kalan insanların büyük çoğunluğu o sırada daha önemli ve ölümcül durumlarla mücadele ettikleri için yatak yaraları ikinci derecede öncelik haline de gelebilmektedir. Bu haklı bir gerekçe gibi görünse de dikkatten kaçan husus şudur ki, yatak yaraları da ölüm sebebidir.
Gelişmiş ülkelerde her yıl yatak yaralarından dolayı yaşanan ölümler raporlanmasına rağmen Türkiye’de maalesef bası yaraları ölüm sebebi olarak değerlendirilmemektedir.
İngiltere, Amerika gibi ülkelerin raporları her yıl ortalama 5.000 kişinin yatak yaraları nedeniyle öldüğünü göstermektedir.
Bir diğer önemli husus yatak yaralarının hastaların diğer rahatsızlarını tetikleyici bir unsur olarak da öne çıkmasıdır. Tekrar tekrar nüksedebilen yatak yaraları, çeşitli enfeksiyonlara neden olmaları münasebetiyle de değerlendirilmeleri gereken yaralardır.
Sonuç itibarıyla;
Yatak yaralarının önlem alınmaması durumunda ölümcül bir komplikasyon olduğu bilinmelidir.
Yatak yaraları çeşitli önlemler alınarak engellenebilir.
Alınması gereken önlemler içinde yer alan uygun yatak seçimi için linki tıklayınız.